Oryantasyon süreci; İşe yani başlayan çalışanın, ilk iş gününde en ihtiyacı olan şeylerden biri “duyarlılık”. İş görüşmesi sırasında tanımlanan işlerin hangilerinden sorumlu olduğu, iş akışları, yöneticisi ve çalışma prensibi, projeler, iş arkadaşları derken uzun bir “acaba” listesi ile karşı karşıya kalabiliyoruz. İlk iş gününün heyecanı, merak ile birleşince de ortaya bir hayli hassas bir bünye çıkıyor. Kahveyi nereden alacağınızı bilmediğiniz, lavabonun yerini tahmin yürüterek bulmak zorunda kaldığınız bir günün sizi bekliyor olma olasılığı yüksek. İşte tüm bu duyarlılıkların giderilmesi ve işe daha iyi adapte olabilmemiz için oryantasyon süreci giriyor devreye. Eğer şanslıysanız size oryantasyon eğitimini verecek birileri vardır.
Gelin görün ki pek çok şirkette atlanan bir konu bu. Diğer bir deyişle “yaşayarak öğrenme” denen bir süreçle de karşılaşabiliyoruz. Bu şu demek; işe gidiyorsunuz ve masanızın başına oturur oturmaz önünüze yapmanız gereken işler geliyor ve siz işi yaparken öğreniyorsunuz. En zoru da bu… Çünkü henüz kimseyi tanımadığınız için sağa sola sormaya da çekinebiliyorsunuz. Bir noktadan sonra ya bu işi kotaramıyor ya da kendinizi yalnız ve çaresiz hissettiğiniz için işten soğuyorsunuz. İşte bu noktada oryantasyonun önemini görmüş oluyoruz.